top of page

YOLDAN KAYNAKLI TRAFİK KAZALARINDA SORUMLU İDAREYE AÇILACAK DAVADA GÖREVLİ YARGI KOLU

  • Mehmet Burak IŞIK
  • 9 Eyl 2022
  • 4 dakikada okunur

Giriş

Davalı idari kurumun, hangi durumlarda Karayolları Genel Müdürlüğü hangi durumlarda Belediyeler olduğu ayrı bir çalışmanın konusu olup bu makalede her iki halde de davanın açılacağı görevli mahkeme/yargı kolu tartışma konusu edilecektir.



İdarenin sorumluluğu Anayasa'nın 125. maddesinde düzenlenerek zarara uğrayan kişi veya kişilerin hakkı güvence altına alınmıştır. İlgili madde, "İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır." cümlesi ile başlamakta ve "İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür." cümlesi ile bitmektedir.


İdarenin, zarara kusuru ile sebebiyet verdiği durumlarda, sorumluluğunun esasına hizmet kusuru kavramıyla gidilmektedir. Hizmet kusuru; zarara sebep olay derinlemesine araştırıldığında bir veya birden fazla kamu görevlisinin kusurundan ya da onların kusurlarının katılmasıyla ortaya çıkan bir kusur olmasına rağmen, idare için 'aslen' sorumluluğa yol açan bir kusurdur.[1] Yani kusur, hizmeti yerine getiren personelden bağımsız olup doğrudan idareye atfedilir ve dava da doğrudan idareye karşı açılır.


Hizmet kusuru, bir hizmeti görmekle yükümlü idarenin; hizmetin kurulmasında, düzenlenmesinde, yürütülmesinde, teşkilatlanmasında, personelinde veya denetiminde ortaya çıkan düzensizlik, bozukluk, aksaklık, eksiklik veya hizmete tahsis olunan teçhizatın yetersiz, elverişsiz, kötü olması gibi kamu hizmetinin yapısından, işleyişinden ya da vasıtalarından kaynaklanan, ... kişiselleştirilmesi gerekmeyen ... bir kusurdur.[2]



İdari eylemlere ilişkin hizmet kusuru teşkil eden haller; hizmetin kötü işlemesi, hizmetin geç işlemesi, hizmetin hiç işlememesi olarak sayılabilir.[3] Bunun yanında idari işlemlere ilişkin hizmet kusuru da mümkündür.


Taraflar ise hizmet kusurundan bahisle, trafik kazasında idarenin sorumlu olduğu hallerde idareye açılacak davalarda idari yargı birimlerinin görevli olduğu düşüncesinde olabilmektedir. Gerçekten de hizmet kusuru idare hukukuna özgü bir kavram olup hizmet kusurundan doğan hallerde kural olarak idari yargı mercileri görevli olmaktadırlar.



Ancak aşağıda yer verilen Yüksek Mahkeme kararlarıyla açıkça görülecektir ki yoldaki işaret/levha/ışıklardan, yolun bozukluğundan/bakım eksikliğinden ve sair yol durumundan kaynaklı trafik kazalarında sorumlu idareye karşı açılacak davada görevli yargı yolu adli yargıdır.




DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU, E. 2015/65, K. 2015/540 T. 26.2.2015:


“2918 Sayılı Kanun'un 110. maddesinde yapılan söz konusu değişiklik sonrası, Karayolları Trafik Kanunu'na dayalı olarak açılan sorumluluk davalarında Kanun değişikliğinin yürürlüğe girdiği 19.01.2011 tarihi sonrasında açılan davalarda adli yargı mercileri görevli olduğundan, anılan istemle, 21.04.2011 tarihinde açılan davanın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu sonucuna varılmıştır.”


DANIŞTAY 15. DAİRESİ, E. 2013/13975, K. 2016/3


486, T. 12.05.2016:


“bakım, onarım ve gözetim sorumluluğu davalı idareye ait olduğu... idarenin kamu hizmetini eksik yapması sebebiyle hizmet kusuru işlediği açık olduğundan Davacının maddi tazminat isteminin davalı idarenin adli yargı yerinde tespit edilen kusuru oranında tazmin edilmesi...”


UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ, E. 2018/530, K. 2018/467, T. 24.09.2018:


“2918 sayılı Yasa’nın 110.maddesi uyarınca, aksine hüküm olmadığı sürece, anılan yasadan kaynaklanan sorumluluk davalarına ilişkin uyuşmazlıkların görüm ve çözümünün adli yargının görevinde olduğu açık olduğundan, meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan iş bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır… Dava, meydana gelen trafik kazasında davacıların yaralanması olayında, davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle; uğranıldığı ileri sürülen maddi ve manevi zararların tazmin edilmesi istemiyle açılmıştır…


Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır…. Bu durumda, 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.”


Yine, zararın idarece giderilmesi istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiğine ilişkin Uyuşmazlık Mahkemesi Kararı için bkz: UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ, E: 2017 / 767, K: 2017 / 842, T: 25.12.2017

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ, E. 2019/ 290, K. 2019/356, T. 29.04.2019:

Bu durumda, 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.


Sonuç

İdarenin özel hukuk sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıkların kural olarak adli yargıda; kamu hukuku sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıkların idari yargıda çözüleceği bilinmektedir.


İdarenin kusurdan doğan sorumluluğu (hizmet kusuru) ve kusursuz sorumluluğu halinde de uyuşmazlıkların çözüm yeri kural olarak idari yargı olmakla birlikte; makaleye konusu trafik kazları her ne kadar hizmet kusuru olarak görülecek olsa dahi çözüm mercii idari yargı değil adli yargıdır.


Nihayet kaza nedeninin hizmet kusuru olduğu hallerde dahi, bu durum standarda bağlanmış olup görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir; dava her halde adli yargıda görülecektir.

[1] Türk İdare Hukuku; AKYILMAZ – SEZGİNER – KAYA; Ankara 2017; s.165 [2] Türk İdare Hukuku; AKYILMAZ – SEZGİNER – KAYA; Ankara 2017; s.802 [3] İdare Hukuku Dersleri Cilt: II; KALABALIK, Halil; Ankara 2021; s.344

Yorumlar


0553 894 07 06

MEHMET AKIF ERSOY MAHALLESI 325. SOKAK NO:3/33 DOSIMA PLAZA, 06200

Yenimahalle/Ankara, Turkey

bottom of page